İkinci Şansım
“Hadi” dedi "kalk gidiyoruz". Günlerden Cumartesi hava
güneşli, kendini dışarı at diyordu resmen. Hazırlandım ve yola koyulduk.
Sürprizleri severdi bu sefer nereye diye sordum yanıtını alamadım.
“Ben de bilmiyorum yol nereye götürürse “dedi. Severdi
gülüşlerimi bende onda sevmiştim gülmeyi.
Denizin kokusu, güneşin ışığı daha da bir mutlu olmama
yetiyordu. Yolun sonunda karşımda Kız kulesi vardı. Elimden tuttuğunda sadece
geçerken uğradık diyebiliyordum içimden. Görevliler adıyla hitap edince şaşkın
bir o kadar da heyecanla izledim olanları. Uzaktan gördüğüm ve yakınına hiç
gidemediğim Kız Kulesine gitmiştik.
Bizim için ayrılmış olan masada kahvaltı ediyorduk. O kadar
büyüsüne kapılmış olmalıyım ki sadece hissediyordum tarihin kokusunu… Etrafıma bakınıyordum.
Yaşlı teyzeler, amcalar; birbirine orada
söz verenler, evlilik teklifi edenler… Her duruma şahit olmuş olan bu yer bize
de şahit olmuştu aylar önce. Kulağıma o sözleri fısıldarken… “Benimle yaşlanır mısın “ diye sorduğunda. O
zaman gecenin karanlığı ve İstanbul’un ışıkları bize şahitlik ederken şimdi ise
Kız Kulesi bu sevdaya şahitlik ediyor. Geç kalınmış bir sevdaya…Her geç kalış
aslında hayatın sana sunmaya hazır olduğu güzellikleri gizlemesidir..
İyi ki varsın diyebildiğim ikinci şansım…
Yorumlar
Yorum Gönder