Mutlaka her insanın hikayesi ve hayali vardır. Bu hikayelerin kimi mutluluğa götürür; kimi mutsuzluğa. Hayalini kurduğu hikayeleri olmalı insanın; sonunu bilmese dahi. Ben hayallerimi bulutlara yükledim;yağmur olsun üzerime yağsın diye. Kelebeklere fısıldadım gelip de omuzlarıma konsun diye. Hayallerinizin mutluluğunuza dönüşmesi dileği ile sevgilerimle...
Yapraklar ağaç dallarından tek tek dökülüyor, yağmur
damlaları camları ıslatıyordu. Ne vakit kahvesini eline alsa kokusu alır
götürürdü uzaklara. Uzaklara dalan gözleri geçmişe dalardı evlerinin önündeki
kiraz ağacına bakar için için dert yanardı. Kapalı kapıları yoktu onun
başkaları gibi ardına sığınabileceği. Her yer kahverenginin muhteşem tonlarını
barındırıyordu. Yaprakların sararmış rengi toprağın rengiyle
ne de uyumluydular. Kahvesi elinde montunu giyer giymez kendini dışarıya attı.
Havanın soğuk bir o kadarda yumuşak olması dışarıda vakit geçirmesini
sağlamıştı. Köpekleri sevmiş çocuklara gülümsemişti. Çocukluğuna güler gibiydi
aslında. Gençliğini atlatalı çok olmuştu ne de meşakkatli bir yoldu. Çocuktu ve
oyuncaklarının hepsini kenara itmek zorunda kalıyordu. Gençlik her şeye başkaldırıştı
aslında. Bitmek bilmeyen isteklerle doluydu. Sonra büyüdü o muhteşem yaşa geldi
otuz beş yaş her şeyi boş verme yaşıydı. Kimse için değil kendi için yaşıyordu.
Mutlu olmak için gülmeyi öğrendiği yaştı.
Yorumlar
Yorum Gönder