Bir Adam Bir Tabut
Ölüm ne zordu onlar için. Gözlerinden okunuyordu acıları,
yüreklerinin yanışı. Bir tabut vardı boylu boyunca uzanan musalla taşında. İki
oğlu bir de karısı başucunda duruyorlardı. Annesi, babası, kardeşleri…
Babasının öyle bir gidişi vardı ki oğluna; yürek
dağlanır da söylenecek söz bulunamazdı adeta.
Hani insan biraz kötü de mi olmazdı! Karısı, öyle
yanıyordu ardından gidişine.
Bir tabut iki evlat bir eş. Ölümün zamansız olanı
daha da yakmaz mı kalanı gidenin ardından…
Sonra bir adam bir tabut kaldı cami bahçesinde. Yağmur yağıyor, gidişine ağlıyor gibiydi gökyüzü.
Yorumlar
Yorum Gönder