Gözyaşı






Gözyaşları gösterilmek istenmediği için mi; içine akar insanın, yoksa kendisi görmesini istemediği için mi? Ne zaman güçsüz olduğunu hisseder… Gözyaşları aktığında mı, yoksa akan yaşları silecek bir el bulamadığında mı?
                Öykü’nün de gözlerinden akan yaşlarını silecek kimsesi yoktu halbuki. Dört duvar arasında kalmışlığın sancısını yaşıyordu yüreği. Biçare… Gözlerinin şişliği yüreğindeki acıdan daha da yaralamıştı onu. Aynaya her baktığında güçsüzlüğünü hatırlatıyordu gözyaşları. Vaktiyle her ağladığında “Sen çocuk musun neden ağlıyorsun?”  “Sen ne sakar kızsın! Ağlama bak kendi düşen ağlamaz” dememişler miydi ona? Eli karnında kalakalmıştı hastane odasında.
                Ozan, onu ilk defa böyle çaresiz görmüştü. Ne yapacağını bilemeden uzattığı elleri ile gözyaşlarını silebilmişti ancak. Öykü, aslında sandığı kadar yalnız değildi ve gözyaşları onu hiç bu kadar güçlü hissettirmemişti Ozan'ı gördüğünden beri…
Bir adam bir kadının en güçlü yanı olmuştu bilmeden…

Yorumlar

  1. Merhabalar,sizi yeni keşif ettim.Faydalı bilgi ile dolu olan blogunuzu sevdim.Takip ve izlemeye aldım.Bana da beklerim(tariflimutfak).Başarılar dilerim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar