Rakı Bardağı
Masada
duran iki kadeh rakı bardağı, birinde ki ruj izi daha taptaze duruyordu.
Mezeler yeni bitmişti. Kimseyi sevemeyeceğini anlayan Salih, kokusunu
anımsadığı kadını uğurlamıştı kırık kalpler meyhanesinden. Nasıl olurdu bu?
İmkân veremediği gibi kabullenemiyordu da bu uğurlamayı.
Masaya yaklaştı,
elindeki ceketi öylece sandalyeye astı. Gömleğinin kollarını sıyırdı, yakasını
açtı. Kafası önünde elini kaldırdı sessizce. “Bu akşam bütün meyhanelerde
dolaştım” diyordu kemancı. Salih Leyla'nın kadehine kaldığı yerden devam etti.
Bütün kadehlerde onu aramıştı o gece boyunca… Kaç kadeh yarayı gizlerdi ki, kaç
kadehte unuturdu insan yarasını. Bir adam bir kadını tüm rakı masalarında arar olmuştu o geceden sonra.
Gidiyorsa gitmesi gerektiği için gidiyordur, rakıların ruj izinin silinmemesi için gitmeleri haklı kılacak hatalara yol açmamalı insan.
YanıtlaSil