Kayıp Hayat
Yorgun düşmüş bir beden daha ne kadar dayanabilir ki… Diye sordu
kendine umarsızca; hiç bir zaman yerinin olmadığını biliyordu o kadının
yanında. Elleri, yüzü, gözü kir içinde kalmıştı; sokakta yatıp kalkmaktan. Bir
tek masmavi gözleri kaybolmamıştı, kirli yüzünün arasında. Esma nerede olsa
tanırdı o gözleri nasılsa. Topladığı kartonları düzgünce yerleştirdi sırtına
yüklediği arabasına. Ne vardı ki onun bu hayatı seçmesine sebep olan nedenleri
çoktu. Esma, hiç
de öyle bilindiği gibi kolay yaşamamıştı hayatı. Küçük yaşında nelere gebe olmuştu
istemeden yaptığı her hata. Aslına bakılırsa o hataların sebebi de başkaları
değil miydi Esma'nın hayatında! Pekala, o da hatasını biliyordu. Esma, herkese
iyi ki varsın demenin kurbanı olmuştu. Arkadaş dedikleri arkadaşça yaklaşmamış;
sevdiğim dedikleri sevgili olmamıştı ona. Herkeste onu aramış ama bulamamıştı.
Eser, uzun yıllar önce çalmıştı Esma'nın kalbini. O zamanlar ikisinin de
hayatları başka olmasına karşın çarpışmıştı kaderleri. Biri evindeki kâğıtları
kutuya atan genç bir kız, bir diğeri atılan kâğıtları kutudan toplayan genç bir
delikanlı. İlk o kutunun başında görmüşlerdi birbirlerini. Eser, Asmanın gitmesini beklemişti kutudan kâğıtları alabilmek için. Esma, o denli
kazımıştı ki o gözleri aklına; bir daha unutamayacak gibi. Her gün aynı saatte
kutunun karşısında beklerdi. Her gün olmasa da sıklıkla uğrar olmuştu Esma'nın oturduğu sokağa. Birbirlerini gördükleri an sanki dünya duruyor ve bir tek
onlar yaşıyordu o anı. Esmanın anam veremediği ek şey ise Eserin elinde kutuya
atacak hiç kâğıt olmamış olmasıydı. Anlam vermese de “belki de beni görmeye
geliyordur sadece” diye geçiriyordu. Eser olabilecekler karşısında
kendisi için değil fakat Esma için endişeleniyordu. Onu kırmak en son
isteyeceği şeydi. İncinmesin istemese de, bir gün Esma'nın attığı kâğıtları
aldığı gün öğrenecekti. Çok geçmeden Esma anladı ki kalbini olmayacak
birine kaptırmış, “ nasıl olur böyle biri bu hayatı içinde yer alır” diye
cevabını aradığı sorular sormaya başlamıştı kendisine. Bilseydi ne değişecektir
ki…
Esma, o günden sonra hiç tanımadığı adamlarda aradı onun gözlerini, sesini;Eser, başka sokaklarda aradı atık kağıtlarda Esma'nın ellerinin
kokusunu.
Kimi
insanların hayatları öyle dışarıdan gözüktüğü gibi değil maalesef. Ne hayatlar
ne mücadeleler veriyor o atık kâğıtların içinde. Eser de okumak için topladığı o kâğıtlar
için vazgeçmişti sevgiden. Her hayat kendi dünyası içinde var olabilirdi ancak…
Çok etkileyici, çok güzel, emeğinize sağlık. Esmaların dünyasında ve bilmediğimiz diğer tüm dışımızdaki dünyalarda yaşananlar gözlerimizin ne kadar ötesinde. "Her hayat kendi sünyası içinde olabilirdi ancak..." ne güzel anlatıyor resmi.
YanıtlaSilHi dear, your blog is so beautiful. I really like it.
YanıtlaSilFollow for follow? I already follow you. Btw I am the new one and I would appreciate it.
https://salyaves.blogspot.com/